Hafta boyunca birçok ilde sağanak yağmurun etkili olmasının ardından gözler gelecek haftaya çevrildi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 5 günlük hava tahmini raporu yayınladı.
Kış bitmedi! 7 kentte kuvvetli yağış bekleniyor! Sivas’ta hava nasıl?
Türkiye, mart ayıyla birlikte ilkbahar mevsimine girildi.
Yurt genelinde ayın ilk gününde bahar havası etkili olurken, çok geçmeden birçok ilde sağanak yağmur yüzünü gösterdi.
Sıcaklıkların bir anda hızlıca düştüğü kentlerde hafta boyunca süren yağışların ardından gözler hafta sonuna çevrildi.
Sarı kodlu uyarı
Meteoroloji Genel Müdürlüğü ise 5 günlük hava durumu raporu yayınladı.
Yapılan açıklamada ise 7 kente dikkat çekildi ve uyarılar art arda geldi.
Sarı kodla yapılan uyarıya göre kuvvetli yağış ve kar beklentisi olduğu belirtildi.
Sarı kodlu uyarı nedir?
Sarı kod, havada “potansiyel tehlike” durumuna işaret ediyor
Tahmin edilen meteorolojik hadise olağan dışı olmamakla birlikte, meteorolojik şartlardan etkilenebilecek faaliyetler konusunda dikkatli davranılması uyarısında bulunuluyor.
İşte o iller…
Adıyaman: Kuvvetli yağış ve bası kesimlerde kar bekleniyor.
Batman: Kuvvetli yağış ve bazı kesimlerde kar bekleniyor.
Bingöl: Kuvvetli yağış ve bazı kesimlerde kar bekleniyor.
Diyarbakır: Kuvvetli yağış ve bazı kesimlerde kar bekleniyor.
Elazığ: Kuvvetli yağış ve baz kesimlerde kar bekleniyor.
Mardin: Kuvvetli yağış uyarısı.
Şanlıurfa: Kuvvetli yağış ve bazı kesimlerde kar bekleniyor.
Ankara’ya kar yağdı
Öte yandan dün akşam saatlerinde de başkent Ankara’da kar yağışı etkili oldu. Kısa süreli yağışın ardından yüksek kesimler beyaza büründü.
TÜGVA temsilcileriyle bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Benim için bu bir final, yasanın verdiği yetkiyle bu seçim benim son seçimim, çıkacak netice benden sonra gelecek kardeşlerim için bir emanetin devri olacak” dedi.
Yasanın verdiği yetkiyle bu seçim benim son seçimim!Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) tarafından Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlenen 7. Gençlik Buluşması öncesinde vakfın 81 il temsilcisiyle bir araya geldi. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok önemli bir dönemin arifesinde olduklarını belirterek “Malum 31 Mart Türkiye’de bir dönüm noktası. Ve bu dönüm noktasında tüm İslam dünyasının gözleri Türkiye’de. Türkiye’de ne olacak? Her ne kadar bu bir genel seçim değilse de yerel seçimde gözler, AK Parti’nin bu bir genel seçim değilse de yerel seçimde gözler, AK Parti’nin bu seçimlerden alacağı netice ne olacak? Onun için tabii çok güçlü bir gençliğe sahip olan davamız, inşallah sandıkları adeta patlatırcasına 31 Mart akşamında o farklı bakanlara gereken cevabı verecektir diye inanıyorum” dedi.
“yasanın verdiği yetkiyle bu seçim benim son seçimim” ifadelerine yer verdi.
Sivas’ta Ramazan ayının vazgeçilmezleri arasında yer alan pidenin fiyatı belli oldu.
Sivas’ta 2024 yılı Ramazan pidesinin fiyatı belli oldu!
Yapılan açıklamaya göre; Sivas’ta ramazan ayında 200 gram yumurtalı susamlı pide 12.50 TL’den , çift yumurtalı susamlı pide ise 25 TL’den satılacak. (Haber Merkezi)
Sakarya Adapazarı AKM Önünde Aysun KILIMAN Hanımefendi tarafından “Gazze’de Yaşayan Kardeşlerimiz Başta Olmak Üzere Mağdur Edilen Tüm Dünyanın Kadınları İçin…” Başlıklı basın açıklaması yapıldı.
Gazze’de Yaşayan Kardeşlerimiz Başta Olmak Üzere Mağdur Edilen Tüm Dünyanın Kadınları İçin!
KILIMAN açıklamasında:
“Tarihi 8 Mart 1857 yılına kadar giden, “Kadınlar Günü” özünde kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak, insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek ve daha iyi yaşam koşulları için mücadele günü olarak başlayan bir mücadele günü kapitalizmin vahşi ellerinde tam tersi bir gün olarak pazarlanmaktadır.
Bugünlerde her gün ve her gece sanki insanlar tüketsinler diye icat edilmiş gibi anlaşılmakta, “kutlama” adı altında insanların tüketim çılgınlığı yapmaları istenmektedir. Özellikle Medyada, kadınlar günü adı altında kadın bedenleri metalaştırılmakta, Allah’ın aziz ve mükerrem olarak yarattığı insanlar tüketim sektörünün kölesi olarak gösterilmektedir.
Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen ve uluslararası arenada 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanılan bu günde Sakarya Sivil Toplum Kuruluşlarının kadın kolları temsilcileri olarak sormak istiyoruz, hangi kadınlar günü, hangi kadının günü? Bizler kapitalizmin dayatmalarını kabul etmiyoruz. Kadının, ailenin sağlam olması. Batıl ideolojilerin rol dayatmaları ile değil, her insanın yaradılıştan gelen fıtrat değerlerine sahip çıkılarak sağlanabilir.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün başta Gazze olmak üzere dünyanın her tarafında kadınlarımız tahammül-ü fersa bir şekilde zulümlere uğrarken bir kutlama günü olarak değil ezilen, horlanan, savaşın ve yokluğun en büyük çilesi omuzlarına bırakılan kadınların anlaşılması için değerlendirilmelidir. Sakarya Sivil Toplum Kuruluşlarının Kadın Kolları Temsilcileri olarak bizler de “Kadın Hakları” adı altında kadını erkekten, dedeyi torundan, insanı insandan uzaklaştıran, aile ve akrabalık bağlarını koparan, bencilliği hedonizmi bayraklaştıran açıklamaların, hediye sektörünün reklamlara boğduğu TV ve dijital platformların bizlerin ufkunu karartmasına, toplumu yozlaştırmasına izin vermemek için ve tüm dünyada özellikle de Gazze’de zulme uğrayan Kadınlar için burada toplanmış bulunmaktayız.
7 Ekim’den bu yana 14 bin altı yüz yirmi iki çocuk annelerinden ve 8 bin sekiz yüz doksan altı anne de binlerce çocuğundan koparılarak dünyanın gözleri önünde zalimce katledildi.
Tüm bu yaşananlar yürekleri sızlatırken, üstüne Dünyanın suskunluğu yaşanan bu acıyı daha da arttırmakta ve birçok şeye kuşkuyla bakmamıza sebep olmaktadır. Filistinli kadın ve çocuklar söz konusu olduğunda; İnsan hakları ve özgürlüklerinin rafa kalktığını “izimlerin” hepsinin maalesef sınıfta kaldığına şahit oluyoruz. Nasıl sınıfta kalmasın ki; bırakın insan haklarını hayvan haklarının ve çevre bilinci adı altında bitkilerin korunmasına yönelik binlerce seminerlerin düzenlendiği, uluslararası anlaşmaların ülkelere dayatıldığı, günlerce medyadan ve gündemden düşürülmediği bir zeminde, kadın hakları savunucularının da dahil tüm hak ve hukukçuların Siyonist ve emperyalistlerin İslam Coğrafyası’nda kadınlara yönelik işledikleri caniliklere karşı üç maymunu oynamaları ve zalimlere yönelik edecek tek bir kelimelerinin olmaması tek dişi kalmış canavarlıklarının tezahürü değil mi? Sizlere soruyoruz; bazı sözleşmeler üzerinden meydanlarda kadın hakları çığırtkanlığı yapanları ve bir kaşıkta fırtına koparanları Gazzeli kadınlarla ilgili tek kelime etmekten alıkoyan nedir?
Sürekli kadınların özgürlüğünden bahseden ve kadın hakları diye sosyal medyaları çatırdatan sözde sanat dünyasını bu konuda tek kelime etmekten alıkoyan nedir? Ve buradan “Kadın Hayat Özgürlük” ve “Kadın Kutsaldır” gibi sloganlarla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan siyasetçilere tekrardan soruyoruz; Filistin’de kadınlara ve çocuklara yönelik bir soykırım yaşanırken ve bu konuda ciddi bir adım atılmamışken, bu kutlamalarınızı hangi kadınlara ithafen yapacaksınız? Buradan herkese sesleniyoruz; Gazzeli kadın ve çocuklar batılı olmadıkları için mi bunca zulme maruz kalıyor? Yoksa göz renkleri mi farklı? Öyleyse bu sinmişlik neden? Yaşananlardan utanç duyuyoruz. İkiyüzlü hak hukuk savunucularından utanç duyuyoruz. Hayvan haklarının konuşulduğu kadar soykırıma ve zulme uğrayan kadınların gündem edilmemesinden utanç duyuyoruz.
Çevre bilinci adı altında uluslararası arenada çalışma yapanların yok edilen şehirlerden ve oluşan tablodan rahatsızlık duymamasından utanç duyuyoruz. Bazı sanatçı ve siyasilerin yavrularının gözü önünde keskin nişancıların hedefi olan annelerle ilgili ciddi bir eylem ve söylemde bulunmamalarından dolayı utanç duyuyoruz.
Yaşanan soykırım gözler önündeyken kadın hakları edebiyatı yapıp, kutlamalarda bulunan ve zulmün sonlandırılması için ciddi bir şekilde icraatlarda bulunmayan tüm dünya yöneticilerinden utanç duyuyoruz.
Sakaryalı Kadınlar olarak bizler; Dini, ırkı, rengi ve cinsiyeti fark etmeksizin tüm mazlumlar bizimdir, diyor ve dünyanın gözleri önünde yaşanan tüm zulümlerin ve özellikle de Gazze’deki soykırım utancının giderilmesi konusunda yediden yetmişe sorumluluk sahibi olan herkesi sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz. Basın açıklamamızı Peygamber Efendimizin(a.s.v) bir sözü ile sonlandırmak istiyoruz: “Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allâh’tan korkunuz! Zîrâ onlar Allâh’ın size olan emanetleridirler.”” ifadelerine yer verdi. (Haber Merkezi)
31 Mart Yerel Seçimleri Öncesi Sivas’ta Siyasi Partiler Seçim Çalışmalarına Devam Ederken, İyi Parti Adayları Çalışmalarını Devam Ediyor
İyi Parti Sivas Belediye Başkan Adayı Av.Merve Yıldız Yaray ve 1. Sıra Belediye Meclis Üyesi Adayı Semih Oğuzhan Çalışmalarına Tüm Hız Devam Ederken, Kurum Ziyaretlerini ve Firma Ziyaretlerini Sürdürüyor.
Kurum Ziyaretleri Kapsamında Şehitler Derneği, Gaziler Derneği, Firma Ziyaretleri Kapsamında Yıldırım Çorapları, Yunus Mobilya ve Saran Metal Ziyaret Edildi.
İyi Parti Heyeti Ramazandada Çalışmalara Hız Kesmeden Devam Edecek.
Sivas Barosu Başkanlığı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Hasebi İle Basın Açıklaması Gerçekleştirdi.
Sivas Barosu Başkanlığı Makamında Gerçekleştirilen Basın Açıklamasında “ Kadınlara Yönelik Oluşan Hertürlü Şiddetin Karşısında Olacaklarını” Belirten Baro Başkanlığı Mensupları “ Her Bireyin Haklardan Eşit Olarak Yararlandığı Bir Dünya Temenni Ediyoruz. “ İfadelerinede Yer Verildi.
Basın Açıklamasının Devamında “ 8 Mart, tüm dünyada kadınların yüzyıllardır yürüttüğü özgürleşme ve eşit haklara sahip olma mücadelesinin anıldığı oldukça anlamlı ve özel bir gündür. Dünyada “kadın hakları savunusu” olarak otaya çıkan mücadele daha sonraki yüzyıllarda cinsiyete dayalı ayrımcılığın ortadan kaldırılması mücadelesine dönüşmüş ve BM Genel Kurulu tarafından da 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “ Dünya Kadınlar Günü” olarak anılması kabul edilmiştir.
Uluslararası insan hakları sözleşmelerinin tamamı, hak ve özgürlüklerin kullanılmasında cinsiyete dayalı ayrımcılığı açıkça yasaklamaktadır. Birleşmiş Milletlerce 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen “İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde ve 1950 tarihli “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde bütün insanların ırk, dil, din, cinsiyet ayrımı yapılmaksızın temel hak ve özgürlüklerden eşit olarak yararlanması kabul edilmiştir. BM Antlaşmasının “temel insan haklarına, insan kişiliğinin onur ve değerine, erkeklerle kadınların ve büyük uluslarla küçük ulusların hak eşitliğine” şeklinde belirtilen Başlangıç bölümünde ve ayrıca antlaşmanın 1, 13 ve 55. maddelerinde cinsiyete dayalı ayrımcılık yapılamayacağı vurgulanmıştır.
1979 tarihli BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi’nde kadınların, kadın erkek eşitliğine dayalı olarak medeni, siyasi, ekonomik, sosyal ve7ya kültürel hak ve özgürlüklerin tanınması, kullanılması ve bunlardan yararlanılmasını engelleyen veya ortadan kaldıran ya da bunu amaçlayan ve cinsiyete dayalı yapılan herhangi bir ayrım, mahrumiyet veya kısıtlamanın yasaklandığı ifade edilmektedir.
Henüz ‘BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’, ‘İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’, ‘Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW)’ gibi uluslararası Sözleşmelerin dünya gündeminde bile olmadığı bir dönemde, Türkiye’de Atatürk’ün önderliğinde yapılan devrimlerle kadınlara eşit yurttaşlık hakları Medeni Kanunla 1926 yılında ve Anayasada yapılan değişiklikle siyasette eşit seçme ve seçilme hakkı 1934 yılında verilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. Maddesinde de, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.” Hükmü yer almaktadır.
Sivas Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu olarak bahsi geçen ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde eşitsizliğe, cinsiyet ayrımcılığına her türlü şiddete karşı olduğumuzu, her kadının öncelikle yaşam hakkını savunmaya devam edeceğimizi, hak ihlallerine uğranılması halinde adil yargılanma hakkını savunmaya devam edeceğimizi kamuoyu ile paylaşıyor, Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle de kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığın son bulduğu, her bireyin haklardan eşit olarak yararlandığı bir dünya temenni ediyoruz. SAYGILARIMIZLA” Denildi.
31 Mart Yerel Seçimleri Öncesi Sivas’ta Siyasi Partiler Seçim Çalışmalarına Devam Ederken, İyi Parti Adayları Çalışmalarını Devam Ediyor
İyi Parti Sivas Belediye Başkan Adayı Av.Merve Yıldız Yaray ve 1. Sıra Belediye Meclis Üyesi Adayı Semih Oğuzhan Çalışmalarına Tüm Hız Devam Ederken, Kurum Ziyaretlerini ve Halkla Sürdürüyor.
Kurum Ziyaretleri Kapsamında Sivas Müteahhitler Derneğini Ziyaret Eden Heyet Çalışmalarına Devam ediyor.
Sadece Şehirde Değil Köylerdede Çalışılıyor
İyi Parti Sivas Belediye Meclis Üyesi Adayı Semih Oğuzhan ” Çalışmalarımız Devam Ediyor. 31 Mart Akşamına Kadarda Sivas İçin Tüm Mücadelemizi Sürdürüp, İyi Kadroları Belediye İle Buluşturacağız. Sadece Şehirde Değil Köylerdede Biz Varız. Çiftçilerimizide Yalnız Bırakmıyoruz. ” İfadelerine Yer Verdi.
İyi Parti Adaylarını Gençlerde Ziyaret Etti. Fikir Alışverişinde Bulunulan Gençlerle Verimli Bir Toplantı Geçti.
Aile ve Gençlik Fonu üzerinden yeni evlenen çiftlere sağlanacak olan evlilik kredisine 22 günde 4 bin 815 çift başvuruda bulundu.
Evlilik kredisine 22 günde 4 bin 815 çift Başvurdu!!!
Aile ve Gençlik Fonu üzerinden yeni evlenen çiftlere verilmeye başlanan iki yıl geri ödemesiz 48 ay vadeli 150 bin TL krediye başvurular 15 Şubat’ta başladı. Kredinin başvuruları aile.gov.tr ve e-Devlet üzerinden yapılıyor. Krediye başvuran adaylarda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, başvuru tarihi itibarıyla 18-29 yaş arasında olmak, depremden etkilenen 11 il dışında taşınmaz sahibi ya da hissedarı olmamak, çiftlerin son 6 aylık gelir toplamı ortalaması ve son aya ait gelirlerin toplamının iki asgari ücretten fazla olmaması, başvuru tarihi itibarıyla resmi nikâh tarihine en az 2 ay, en fazla 6 ay kalmış olması, bakanlığın evlilik öncesi ve sonrasında sunacağı eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanmayı taahhüt etme şartları aranmakta.
Başvuruların 15 Şubat’ta açılmasının ardından evlenecek gençlerin krediye ilgisi oldukça yoğun oldu. 22 günde toplam 4 bin 815 çift başvuru yaptı. Şartları karşılayan çiftlere kredinin verileceği tarih ise henüz açıklanmadı.
Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, katıldığı bir televizyon programında, Tunceli, Bingöl ve Erzincan’a yönelik deprem uyarısında bulundu. Geçmişte yaşanan 7.2 büyüklüğündeki depreme dikkat çeken Görür, “Korkudan midemizi ağzımıza getiriyor” dedi. Olası İstanbul depremine ilişkin de konuşan Naci Görür, “Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzeyinde, özellikle Silivri ile Yeşilköy arasında 7.2 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem olabileceğini tahmin ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Naci Görür’den 3 il için yürekleri hoplatan uyarı! Sivas var mı?
Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, katıldığı bir televizyon programında, Tunceli, Bingöl ve Erzincan’a yönelik deprem uyarısında bulundu. Geçmişte yaşanan 7.2 büyüklüğündeki depreme dikkat çeken Görür, “Korkudan midemizi ağzımıza getiriyor” dedi. Olası İstanbul depremine ilişkin de konuşan Naci Görür, “Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzeyinde, özellikle Silivri ile Yeşilköy arasında 7.2 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem olabileceğini tahmin ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Tele1 yayınına konuk olan yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, olası İstanbul depremi ve 3 kentle ilgili korkutan uyarılarda bulundu.
Tuncel, Bingöl ve Erzincan’la ilgili “Korkudan midemizi ağzımıza getiriyor” sözleriyle deprem uyarısında bulunan Naci Görür, “Tunceli’ye dikkat diye feryat ettim, bağırdım. Sağ olsun Tunceli Valisi, anladığım kadarıyla sesimizi duymuş; şu anda ciddi bir faaliyet gösteriyorlar. Bizim yer bilimciler olarak öngörülerimiz var. Şimdi birincisi Erzincan hem de Bingöl Kuzey Anadolu Fayı’nın üzerinde. Yani canlı fayın üzerinde yaşayan 2 kent…” dedi.
Prof. Dr. Naci Görür’ün 3 kent ile ilgili açıklamalarının tamamı şöyle:
Erzincan’da deprem 1939 ve 1990 yıllarında var. Erzincan- Bingöl arasındaki o fayın adına Yedisu Fayı deniyor. O fayda en son deprem 1794, 7.2 büyüklüğünde deprem olmuş. Bunun üzerine 250 sene koyarsam bugünlere yaklaşıyor. Dolasıyla periyodu da dolmuş. Bu demektir ki deprem oluşturdu, oluşturacak durumda…
Bir de 6 Şubat gibi muazzam depremler oluştu. O depremlerinde buraya enerji transfer etmiş olması mümkün. Korkudan midemizi ağzımıza getiriyor derler ya o durumda. Şimdi bakıyoruz; zaten fayın periyodu dolmuş, enerji yüklenmiş, 6 Şubat depremleri buraya enerji transfer etmiş olabilir. İlk bekleyeceğimiz deprem burada olmalı…
Erzincan’ı ve özellikle Bingöl-Karlıova’yı çok riskli durumda düşünüyoruz. Bu bölümün hemen altında da Tunceli var. Fayın üzerinde Pülümür var. Yani bu 7’nin üzerindeki fayla burun buruna. Doğu Anadolu Fayı da bu Karlıova’yla Göynük arasında dolu. Tunceli bir kıskaç altında; Bingöl gibi. O nedenle bu kentlere özel ihtimam göstermek lazım…
Prof. Dr. Görür’ün olası İstanbul depremine ilişkin uyarıları ise şöyle: Bu tür küçük depremlerin olması bize genelde Marmara Bölgesi’nin bir gerilim altında olduğunu işaret edebilir. Biz büyük depremi Marmara Denizi’nin içerisinde Kuzey Anadolu Fayı’nın kuzey kolu üzerinde bekliyoruz. Yani 160 kilometre uzunluğundaki fay sisteminin içerisinde Adapazarı Körfezi’nden başlayıp Adapazarı’na kadar giden alan içerisinde bekliyoruz. Dolaysıyla biz Marmara Denizi’nin güneyinde bir deprem beklemiyoruz ama kuzey kolunda beklediğimiz depremin Marmara Denizi’nin güneyini de etkileyeceğini düşünüyoruz…
İstanbul için de bir uyarıda bulunmak istiyorum. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzeyinde, özellikle Silivri ile Yeşilköy arasında 7.2 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem olabileceğini tahmin ediyoruz.